38- SAD SURESİ

SAD SURESİ
Sad harfiyle başladığı için sure bu adı almış­tır. Surenin Arap alfabesinden bir harfle başlamasını, Araplara meydan okumak ve Kur'an'ın icazını ispat etmek olduğunu ileri sürenler vardır. 
Bu sureye Hz. Davud’un kıssasına daha çok yer verildiği için "Davud Suresi" de denilir. 
Sad suresi 88 ayettir. Kamer suresinden sonra Mekke'de inmiştir. 
Mushaftaki resmi sırasına ve iniş tarihine göre 38. suredir.
Sad suresi içinde tilavet secdesi bulunan surelerden biridir.
 
Surenin temel konuları:
Hz. Davut, Hz. Süleyman ve Hz. Eyyup kıssa­larından ibretlik bölümler,
Müminlerle ilgili teselli ve öğütler,
Müminlerin ve kafirlerin ahiret­teki durumları,
Cennet ve cehennem tasvirleri,
İblisin cennetten kovuluş kıssası,
Boz­gunculara karşı müminlerin tavırları. 
 
Surenin temel mesajları:
-Allah'tan başka Tanrı yoktur; o bütün kainatın Rabbidir. 
-Kur’an, öğüt alanlar için öğüt veren bir kitaptır. Onu iyi okuyup ayetleri üzerinde düşünmek ve öğüt almak lazımdır. O, bü­tün âlemlere bir öğüttür ve ondaki bütün bilgiler de gerçektir.
-İnkarcıların iman etmemelerinin sebebi gurur ve kibirdir. Kur’an’ın Hz. Muhammed’e indirilmesini Mekkeli müşrikler hazmedememişlerdir. Oysa mülkün sahibi Allah'tır. O, dilediğini pey­gamber yapar. Geçmişte nice inkarcı ne­siller aynı inadı göstermiş, bu yüzden he­lak edilmişlerdir. Onların son feryatları fayda etmemiştir. Nuh, Ad, Firavun, Lut kavimleri ve Eykeliler de peygamberlerini yalanladıkları için aynı akıbete uğramışlar­dır. Allah’ın dinini küçümseyen inkârcılar enin­de sonunda bozguna uğrayıp helak ola­caklardır. Bütün bunlara rağmen inkârcıların tutumları şaşılacak şeydir.
-Hz. Davud, ibadete düşkün, güçlü bir hükümdar, hikmet sahibi bir bilge, güzel sese ve güzel konuş­ma yeteneğine sahip olan bir Allah resulüdür. Sabah akşam yaptığı tesbihlerle dağlar yankılanmış, kuşlar da onun tesbi­hin nağmesine katılmışlardır. Bununla birlikte Hz. Davut, bir beşer olarak hata yapabilmiştir. Ancak hatasını anladığında pişman olup tövbe ve istiğfar etmiştir. Müminler bu konuda Hz. Davud’u örnek almalıdırlar. Günah işlediklerinde pişman olup tövbe etmelidirler.
-Sahip olunan güce güvenilmemeli, in­sanlar arasında daima adaletle muamele edilmelidir.
-Kainatta hiçbir şey boş yere yaratıl­mamıştır. İnsanın yaratılışının da bir amacı vardır. O da Allah’a inanmak ve yararlı işler yapmaktır.
-Herkes yaptığından sorumlu olacaktır. İnanıp iyi işler yapanlarla, bozgunculuk yapanlar bir tutulmayacaktır.
-İnsan, sahip olduğu üstün zenginlik ve üstün özelliklerle şımarmalıdır. Bu konuda Hz. Süleyman’ı örnek almalıdır. Yüce Allah, Hz. Süleyman'ı da babası gibi güçlü bir hükümdar yapmış; rüzgârları ve cinleri onun emrine vermiştir. Fakat o, bunlarla şımarmamış, Allah sevgisini her şeyin üs­tünde tutmuştur.
-Mümin, belalar ve hastalıklar karşısında sabırlı olmalıdır. Bu konuda da kendisini Hz. Eyyub’u örnek almalıdır. Hz. Eyyub, çoluk çocuğunu kaybet­miş ve uzun süre hastalık ile imtihan edil­miştir. Fakat o, sabrı sayesinde öncekin­den daha geniş nimetlere nail olmuştur.
-Hz. İbrahim, İshak, Yakup, İsmail, Elyesa ve Zülkifl peygamberler de Allah’a karşı gelmekten sakınan, örnek alına­cak iyi ve seçkin şahsiyetlerdir. Bunlardan ibret alıp Allah'a karşı gelmekten sakınan kim­seler için nimet dolu cennetler vardır. Buna kar­şılık asiler için ise azap dolu cehennem vardır; onlar cehennemde birbirlerini suç­larlar ve faydasız bir pişmanlığa sürükle­nirler.
-Yüce Allah'ın her emri yerine getiril­melidir. Onun buyruklarına karşı gelenler, gururlanıp büyüklük taslayanlar, ilahi lane­te uğrarlar ve ellerindeki nimetleri kaybe­derler.
-Gurur ve kibir şeytani özelliklerdir. Bu özellikleri nedeniyle Şeytan Allah’a asi olmuştur.
-Müminler üzerinde bir etkisi olmamakla birlikte Şeytan, her fırsatta insanı azdırıp yol­dan çıkarmaya çalışır. Şeytana uyup onun izinden gidenler ise cehennemlik olurlar. Bundan dolayı, her şeye rağmen Şeytanın kandırmalarına karşı uyanık olunmalıdır.
-Peygamberler örnek alınarak, hak yolunda hizmette bir menfaat beklenmemelidir.

 
بِسْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم Geceyle gündüzün birbiri ardınca gelişinde, Allah'ın gökten rızık (sebebi olarak yağmur) indirip, onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde, rüzgarları evirip çevirmesinde aklını kullanan bir toplum için deliller vardır. Câsiye, 45/5 Bir Hadis "Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekatını verin, yöneticilerinize itaat edin. (Böylelikle) Rabbinizin cennetine girersiniz." (Tirmizî, "Cum’a", 80) الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُواْ إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعونَ Onlar ki, kendilerine bir musîbet isabet ettiği zaman: “Biz muhakkak ki Allah içiniz (O'na ulaşmak ve teslim olmak için yaratıldık) ve muhakkak O'na döneceğiz (ulaşacağız).” derler.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol